soygun

listen to the pronunciation of soygun
التركية - الإنجليزية
robbery

He has something to do with the robbery. - Onun soygunla ilgili yapacak bir şeyi var.

He was arrested as an accessory to the robbery. - Soygunun suç ortağı olarak tutuklandı.

despoil
heist

Police revealed that the heist was the work of professionals. - Polis soygunun profesyonellerin işi olduğunu ortaya çıkardı.

The heist was expertly planned. - Soygun ustalıkla planlandı.

ill-gotten gain
highway robbery

That's highway robbery! - O bir otoban soygunu!

despoilment
pillage, spoliation; robbery
rip off
highway robber

That's highway robbery! - O bir otoban soygunu!

pillage
stickup
mugging

Many muggings go unreported. - Soygun amaçlı birçok saldırı bildirilmiyor.

despoliation
despoilation
burglary

Tom was wounded in a burglary. - Tom bir soygunda yaralandı.

It wasn't a burglary. - Bu bir soygun değildi.

{i} holdup
soygun yapma
robbing
soygun yapmak
pull a job
soygun yapmak
rob
soygun yapmak
heist
soygun şüphesi
robbery suspect
silâhlı soygun
hold up
silâhlı soygun
armed robbery

Tom pleaded guilty to armed robbery. - Tom, silahlı soygundan dolayı suçlu olduğunu itiraf etti.

Tom did time for armed robbery. - Tom silahlı soygun için cezasını doldurdu.

silâhlı soygun yapmak
stick up
التركية - التركية
Hiçbir emek harcamadan ve yolsuz olarak elde edilen büyük kazanç, vurgun
Genellikle çete durumunda bir araya gelmiş haydutlar tarafından yapılan silâhlı hırsızlık
soygun
المفضلات