sorun değil

listen to the pronunciation of sorun değil
التركية - الإنجليزية
No problem

Manpower was no problem. - İnsan gücü, hiç sorun değildi.

It's no problem for me to help you tomorrow morning. - Yarın sabah sana yardım etmek benim için sorun değil.

that's ok

If you want to stay at my place when you're in Boston, that's OK. - Boston'dayken benim evimde kalmak istiyorsan, sorun değil.

If you don't want to tell me, that's OK. - Bana söylemek istemiyorsan, sorun değil.

not at all
(deyim) it's all right
it's ok

If he's late, it's OK to start the meeting without him. - Eğer o geç kalırsa toplantıya onsuz başlamak sorun değil.

It's OK with me if we barbecue, but I don't like it when smoke gets in my eyes. - Barbekü yaparsak benim için sorun değil fakat gözlerime duman kaçtığında ondan hoşlanmıyorum.

(deyim) that's all right
that is all right
sorun parada değil
money is no object
sorun değil
المفضلات