sorumlu

listen to the pronunciation of sorumlu
التركية - الإنجليزية
liable

I'm liable to do that. - Onu yapmaktan sorumluyum.

In a similar situation, the company was held liable. - Benzer bir durumda, şirket sorumlu tutuldu.

responsible

It is you that are responsible for the accident. - Kazadan sorumlu olan sensin.

She is responsible for this broken window. - Bu kırık pencereden o sorumludur.

in charge

He was in charge of preparing a magazine for publication. - O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.

Who is in charge of this building? - Bu binanın sorumlusu kimdir?

accountable

Someone's got to be held accountable. - Birisi sorumlu tutulmak zorunda.

I am not accountable to you for my actions. - Yaptıklarımdan size karşı sorumlu değilim.

in charge of

Who is in charge of this building? - Bu binanın sorumlusu kimdir?

Tom is on the committee in charge of the event. - Tom olaydan sorumlu komitede.

responsible (for), held accountable (for)
answerable
blameworthy
individual responsible
spot
keeper
curator
amenable
(Hukuk) liable, responsible, accountable
responsible, accountable, answerable, liable
managing
ex cathedra
{i} Rep

Tom is responsible for preparing the report. - Tom raporu hazırlamakla sorumludur.

charge in
held liable
chargeable
sorumlu olmak
to be in charge of
sorumlu olmak
in charge
sorumlu olmayan
irresponsible
sorumlu geçmek
(Eğitim) receive a conditional pass
sorumlu kişi
individual responsible
sorumlu kişi
contact person
sorumlu müdür
(Turizm) director in charge
sorumlu olmak
head
sorumlu olmak
in charge of
sorumlu olmak
be in charge
sorumlu olmak
to be in charge
sorumlu subay
(Askeri) officer in charge
sorumlu subay
(Askeri) responsible officer
sorumlu tediye subayı
(Askeri) accountable disbursing officer
sorumlu tutmak
put the blame on
sorumlu tutulabilirlik
blameworthiness
sorumlu tutulabilme
(Kanun) accountability
sorumlu bölüm
(Bilgisayar) dept charged
sorumlu denetçi
(Ticaret) cap auditor
sorumlu hissetmek
feel responsible
sorumlu kimse
custodian
sorumlu kimse
in charge
sorumlu kişi
person in charge

I just talked to the person in charge. - Sadece sorumlu kişiyle konuştum.

Are you the person in charge? - Sorumlu kişi sen misin?

sorumlu kılmak
hold liable
sorumlu kılmak
hold responsible
sorumlu kılınmak
be held liable
sorumlu makam
(Hukuk) authority responsible for
sorumlu mühendis
engineer in charge
sorumlu no
(Bilgisayar) supervisor id
sorumlu olarak
responsibly
sorumlu olarak
accountably
sorumlu olarak sınıf geçme
(Eğitim) conditional pass
sorumlu olmak
be in the driver's seat
sorumlu olmak
to be in charge (of sb/sth), to answer for
sorumlu olmaksızın
(Ticaret) without recourse
sorumlu olmamak koşuluyla
sans recours
sorumlu olmayan
unamenable
sorumlu olmayan
unladen
sorumlu olunan kişi
encumbrance
sorumlu taraf
(Kanun) liable party
sorumlu teknik başkan
(Ticaret) chief technology officer
sorumlu teknik başkan
(Ticaret) cto
sorumlu teknik başkan
(Ticaret) chief technical officer
sorumlu tutma
holding accountable
sorumlu tutmak
charge
sorumlu tutmak
to blame
sorumlu tutmak
put the blame on smb
sorumlu tutmak
hold responsible
sorumlu tutmak
blame
sorumlu tutmamak
hold harmless
sorumlu tutulabilir
(deyim) accountable for
sorumlu tutulamaz
unanswerable
sorumlu tutulmak
be held accountable
sorumlu yayın müdürü
(Basın) editor-in-chief
sorumlu yönetici
(Ticaret) engagement director
sorumlu özel ajan; destek sınıfları koordinatörü
(Askeri) special agent in charge; supporting arms coordinator
sorumlu üretim
(Askeri) responsible production
sorumlu olmak
{f} account for
sorumlu olmak
be in charge of
sorumlu olmak
account for smth
evden sorumlu olan
householder
kendinden sorumlu
on his own
sorumlu tutmak
deem someone responsible
sorumlu olmak
have oneself to thank
Sorumlu tutmak
hold to account

If any of the silver is missing, I'm going to hold you to account.

müştereken ve müteselsilen sorumlu
jointly and severally liable
sorumlu kişi
person responsible
sorumlu kişi
responsible person
sorumlu olmak
being in charge
sorumlu olmak
be accountable
Mühimmat Etkinliğinden Sorumlu Müşterek Teknik Koordinasyon Grubu
(Askeri) Joint Technical Coordinating Group for Munitions Effectiveness
Savunma Bakanlığı Lojistikten Sorumlu Müsteşar Yardımcısı
(Askeri) Deputy Under Secretary of Defense for Logistics
Savunma Bakanlığı Prensiplerden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı
(Askeri) Deputy Under Secretary of Defense for Policy
Ulaştırmadan Sorumlu Müşterek İstihbarat Merkezi
(Askeri) Joint Intelligence Center for Transportation
birinci derecede sorumlu daire
(Askeri) office of primary responsibility
birine karşı sorumlu olmak
be answerable to smb. for smb
ekonomi ve mali işlerden sorumlu bakanlar
(Hukuk) ministers for economic and financial affairs
felaket görevi sorumlu subayı
(Askeri) mission disaster response officer
halkla ilişkilerden sorumlu kurmay başkan yardımcısı
(Askeri) assistant chief of staff, civil affairs
hukuken sorumlu
(Politika, Siyaset) legally liable
inşattan sorumlu subay
(Askeri) resident officer in charge of construction
karşı sorumlu olmak
report to
müşterek kuvvet istihbarat başkanlığı hedeflerden sorumlu yarbaşkanı
(Askeri) joint force intelligence directorate deputy director for targets
müşterek kuvvet istihbarat başkanlığı kriz harekatlarından sorumlu yarbaşkanlığı
(Askeri) joint force intelligence directorate deputy directorate for crisis operations
potansiyel sorumlu taraf
(Çevre) potentially responsible party
sorumlu olmak
be liable for
sorumlu olmak
be responsible from
sorumlu olmak
(Avrupa Birliği) to be responsible for
sorumlu olmak
report to
sorumlu olmak
have a charge of
sorumlu olmak
bail
sorumlu olmak
be answerable to smb. for smb
sorumlu olmak
answer for
sınırlı sorumlu ortak
limited partner
sınırlı sorumlu ortaklık
law limited liability company
sınırsız sorumlu ortak
(Ticaret) active partner
التركية - التركية
Üstüne aldığı veya yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluk taşıyan kimse, mesul
Üstüne aldığı veya yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluk taşıyan kimse, mesul: "Ailede başkan odur, kararları o alır, hepimizin geleceğinin sorumlusu ve güvencesi odur."- H. Taner
mesuliyetli
MESUL
Sorumlu olmak
mesul olmak
Sorumlu tutmak
bilmek
sorumlu
المفضلات