sonrasına

listen to the pronunciation of sonrasına
التركية - الإنجليزية
after

I waited for my husband till after midnight. - Ben kocamı gece yarısı sonrasına kadar bekledim.

Tom doesn't let his children watch TV until after they've done their homework. - Tom onların ev ödevlerini yapmaları sonrasına kadar çocukların televizyon izlemelerine izin vermez.

behind

he will leave a trail of destruction after him.

Signifies that the action of the clause it starts takes place before the action of the other clause

So you punched out a window for ventilation. Was that before or after you noticed you were standing in a lake of gasoline?.

in allusion to, in imitation of; following or referencing

a painting after Leonardo da Vinci.

Moving toward from behind; following, in search of; in pursuit of
According to; in accordance with; in conformity with the nature of; as, he acted after his kind
After is used when telling the time. If it is, for example, ten after six, the time is ten minutes past six. before
Next; later in time; subsequent; succeeding; as, an after period of life
conj [following a time] sesudah (sudah) 2 prep [following/next] sesudah (sudah) 3 prep [following/next] setelah (telah)
After is used when telling the time. If it is, for example, ten after six, the time is ten minutes past six. ¡Ù before
located farther aft
Behind; later in time; following
Subsequent to and notwithstanding; as, after all our advice, you took that course
It often precedes a clause
af·ter In addition to the uses shown below, after is used in phrasal verbs such as `ask after', `look after', and `take after'
To ward the stern of the ship; applied to any object in the rear part of a vessel; as the after cabin, after hatchway
Lettering on a print indicates that the design or image is a copy of a known work by another artist
If something happens after a particular date or event, it happens during the period of time that follows that date or event. After 19 May, strikes were occurring on a daily basis After breakfast Amy ordered a taxi It wasn't until after Christmas that I met Paul. before After is also a conjunction. After Don told me this, he spoke of his mother Marina cared for him after he seriously injured his eye several years ago
To be named after someone means to be given the same name as them. He persuaded Virginia to name the baby after him
behind or in the rear; "and Jill came tumbling after
sonra
after

We clean our classroom after school. - Okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.

In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola. - Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.

sonra
later

He returned home three hours later. - Üç saat sonra eve geri döndü.

One more person will be joining us later. - Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.

sonrasına kadar
Until after
sonra
afterward

I know you want to marry me now, but don't you think you'll have second thoughts afterward? - Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz?

I afterward sold them to enable me to buy R. Burton's Historical Collections. - Ben sonradan bana R. Burton 'ın Tarihi Koleksiyonlarını satın almamı sağlaması için onları sattım.

sonra
post

He postponed leaving for Hokkaido until next month. - Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi.

Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women. - Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.

sonra
then

If you see a mistake, then please correct it. - Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt.

But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London. - Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.

sonra
afterwards

Do you plan to join us for a drink afterwards? - Daha sonra bir şey içmek için bize katılmayı planlıyor musunuz?

Afterwards, he assumed a new identity. - Daha sonra, yeni bir kimlik üstlendiler.

sonra
otherwise

Don't waste your youth, otherwise you'll regret it later. - Gençliğini boş harcama, aksi durumda daha sonra pişman olursun.

sonra
forth
sonra
in
sonra
(İnşaat) sonar
sonra
and later

She looked like a teacher, and later I found that she actually is one. - O bir öğretmene benziyordu ve sonra aslında onun bir öğretmen olduğunu keşfettim.

sonra
in future
sonra
post-

After returning from war, many soldiers show signs of post-traumatic stress syndrome. - Savaştan döndükten sonra birçok asker travma sonrası stres sendromu belirtileri gösteriyor.

Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women. - Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.

sonra
epi-
sonra
then by
sonra
onwards
sonra
thereafter
sonra
since

Things haven't been the same around here since Tom left. - Tom gittikten sonra buralarda her şey aynı olmadı.

I haven't been back here since that unfortunate incident. - Ben o talihsiz olaydan sonra burada tekrar bulunmadım.

sonra
{f} next

There is no telling what will happen next. - Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.

What happened next, I don't know. - Daha sonra ne oldu bilmiyorum.

sonra
and

The water pipes froze and then burst. - Su boruları dondu ve sonra patladı.

If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence. - İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.

sonra
the then
sonra
after it
sonra
what follows, the rest: İşin sonrası kolay. The rest of the job's easy
sonra
subsequent to
sonra
after: ondan sonra after that
sonra
subsequently

Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift? - Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?

Sami was subsequently murdered. - Sami daha sonra öldürüldü.

sonra
sequel
sonra
otherwise, or else
sonra
later, afterwards, then
sonra
after; afterwards; later; then; in future; otherwise
sonra
following

Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite. - Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.

She married him the following year. - Bir sonraki yıl o onunla evlendi.

sonra
a later time: Bunu sonraya bırakmalı. This ought to be left for a later time
sonra
epi
التركية - التركية

تعريف sonrasına في التركية التركية القاموس.

Sonra
(Osmanlı Dönemi) BA'DE
sonra
Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildirir: "Evvela arabada, sonra sundurmada uyuyup dinlendiğime fena etmiştim."- R. N. Güntekin
sonra
Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildirir
sonra
Yoksa, aksi hâlde
sonra
Daha uzak ve ileri bir yerde: "Bahçeden sonra geriye dönerek biraz da sokaklarda dolaştık."- R. N. Güntekin
sonra
Arkadan gelen bölüm veya zaman
sonra
Daha uzak ve ileri bir yerde
sonra
Daha ileri bir zamanda, müteakiben: "Hadi sen git yağmur bastırmadan ben sonra gelirim."- A. İlhan
sonra
Daha ileri bir zamanda, müteakiben
sonra
(Osmanlı Dönemi) sümme
sonra
müteakip
sonrasına
المفضلات