تعريف sonrası في التركية الإنجليزية القاموس.
- post
Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
- Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
Tom belongs to the postwar generation.
- Tom savaş sonrası kuşağa aitti.
- sequel
- after
She was very well before lunch, but felt sick afterward.
- O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.
Tom couldn't get to sleep till after three last night.
- Tom dün gece üçten sonrasına kadar uyuyamadı.
- sonra
- after
After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
- Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
Is there a flight in the afternoon?
- Öğleden sonra bir uçuş var mı?
- sonra
- later
He explained later how he made this decision.
- Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.
Did the error occur right from the start or later on? - When?
- Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
- sonrası sağlık
- (Konuşma Dili) 1. That's all!/That's the long and short of it! 2. Never mind!/Forget it!
- soğuk savaş sonrası dönem
- (Hukuk) post-Cold War era
- sonra
- afterward
I know you want to marry me now, but don't you think you'll have second thoughts afterward?
- Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz?
Keep your eyes wide open before marriage, half shut afterwards.
- Evlenmeden önce gözlerinizi tam açın, daha sonra yarı kapatın.
- sonra
- post
Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
- Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
The book was published posthumously.
- Bu kitap, ölümünden sonra yayımlandı.
- sonra
- then
But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
- Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
If you see a mistake, then please correct it.
- Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt.
- sonra
- afterwards
If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
- Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
Do you plan to join us for a drink afterwards?
- Daha sonra bir şey içmek için bize katılmayı planlıyor musunuz?
- ameliyat sonrası
- postoperatively
- ameliyat sonrası
- (Tıp) post-surgical
- ameliyat sonrası
- (Tıp) postop
- ergenlik sonrası
- postpubescent
- ergenlik sonrası
- postpubertal
- garanti sonrası
- (Ticaret) post warranty
- lise sonrası
- (Eğitim) post-secondary
- lise sonrası
- post secondary
- lise sonrası eğitim
- (Eğitim) higher education
- menopoz sonrası
- (Tıp) postmenopause
- mezuniyet sonrası
- (Tıp) postgraduate
- pazarlama sonrası
- post-marketing
- sanayi sonrası toplum
- post industrial society
- sonra
- otherwise
Don't waste your youth, otherwise you'll regret it later.
- Gençliğini boş harcama, aksi durumda daha sonra pişman olursun.
- sonra
- forth
- sonra
- in
- sonra
- (İnşaat) sonar
- sonra
- and later
She looked like a teacher, and later I found that she actually is one.
- O bir öğretmene benziyordu ve sonra aslında onun bir öğretmen olduğunu keşfettim.
- sonra
- in future
- sonra
- post-
After returning from war, many soldiers show signs of post-traumatic stress syndrome.
- Savaştan döndükten sonra birçok asker travma sonrası stres sendromu belirtileri gösteriyor.
Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
- Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- sonra
- epi-
- sonra
- then by
- sonra
- onwards
- sonra
- thereafter
- tedavi sonrası
- (Tıp) post treatment
- tedavi sonrası
- (Tıp) post-treatment
- tedavi sonrası
- (Tıp) after treatment
- üretim sonrası
- post-production
- sonra
- since
I haven't been back here since that unfortunate incident.
- Ben o talihsiz olaydan sonra burada tekrar bulunmadım.
After the operation I was happy, since I managed to eliminate the cancer.
- Kanserden kurtulduğum için, ameliyattan sonra mutluydum.
- sonra
- {f} next
I'm getting off the train at the next stop.
- Sonraki durakta trenden ineceğim.
What time does the next train leave?
- Sonraki tren ne zaman ayrılacak?
- sonra
- and
The water pipes froze and then burst.
- Su boruları dondu ve sonra patladı.
We'll go to Hong Kong first, and then we'll go to Singapore.
- Önce Hong Kong'a gideceğiz ve sonra Singapura gideceğiz.
- 11 eylül sonrası
- after September 11
- 11 eylül sonrası
- Post-9/11
- 11 eylül sonrası
- Post-September 11
- sonra
- the then
- sonra
- after it
- öğle sonrası
- afternoon
- afet sonrası dönem
- postimpact phase
- ameliyat sonrası
- postoperative
- ameliyat sonrası ağrı
- (Tıp) post-surgical pain
- ameliyat sonrası bakım
- (Tıp) post operative care
- bağbozumu sonrası üzüm toplamak
- glean
- borsa sonrası piyasa
- (Ticaret) kerb market
- borsa sonrası sokak piyasası
- (Ticaret) kerb market
- borsa sonrası sokakta devam eden işlemler
- curb market
- buzul sonrası göl
- (Coğrafya) postglacial lake
- buzul sonrası çağ
- (Coğrafya) postglacial age
- buzul çağı sonrası yaş
- (Çevre) postglacial age
- deney sonrası
- post-experimental
- doğum sonrası
- post natal
- doğum sonrası
- postnatal
- doğum sonrası
- 1. postnatal. 2. postpartum. 3. postnatal period
- doğum sonrası ağrılar
- afterpains
- emeklilik sonrası
- (Ticaret) post-retirement
- emeklilik sonrası çalışma maaşı
- half-pay
- erozyon sonrası sifiloid
- (Tıp) posterosive syphiloid
- etki sonrası
- (Tıp) aftereffect
- evlilik sonrası
- post nuptial
- fatura sonrası teslimat
- (Ticaret) post-posting
- geleneksellik sonrası düzey
- (Pisikoloji, Ruhbilim) postconventional level
- gerilim sonrası
- post-tension
- gerilim sonrası
- posttension
- gün batımı sonrası kızıllık
- afterglow
- güneş sonrası losyon
- after sun lotion
- harp sonrası dönem
- (Hukuk) post-war period
- hasat sonrası kalan başakları toplamak
- glean
- hipnoz sonrası amnezi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) posthypnotic amnesia
- hipnoz sonrası telkin
- (Pisikoloji, Ruhbilim) posthypnotic suggestion
- iş sonrası
- after hours
- kolaylaştırılmış faaliyet sonrası incelemesi
- (Askeri) facilitated after-action review
- komunizm sonrası balkanlar
- (Politika, Siyaset) post-communist balkans
- kongre sonrası tur
- (Turizm) post-convention tour
- kriz sonrası
- (Askeri) off the crisis
- menopoz sonrası osteoporoz
- (Tıp) postmenopausal osteoporosis
- mesai sonrası
- after hours
- müşterek faaliyet sonrası model inceleme sistemi
- (Askeri) joint model after-action review system
- müşterek faaliyet sonrası raporlama sistemi
- (Askeri) joint after-action reporting system
- müşterek faaliyet sonrası raporu
- (Askeri) joint after-action report
- nöbet (kriz) sonrası uyku
- (Tıp) postictal sleep
- olay sonrası
- post-factum
- patlama sonrası rüzgar
- (Askeri) afterwinds
- pazarlama sonrası gözetim
- (Tıp) post marketing surveillance
- pozitif imaj sonrası
- positive afterimage
- salıverilme sonrası yardım
- aftercare
- satış sonrası servis
- after sales service
- satış sonrası servis
- after-sales service
- savaş sonrası
- postwar
Tom belongs to the postwar generation.
- Tom savaş sonrası kuşağa aitti.
The merchant accumulated tremendous fortune during the postwar era.
- Tüccar, savaş sonrası döneminde muazzam servet biriktirdi.
- savaş sonrası nevroz
- battle fatigue
- savaş sonrası ruhsal bozukluk
- combat fatigue
- seferberlik sonrası
- (Askeri) post mobilization
- sevişme sonrası aşk oyunu
- afterplay
- sevkiyat sonrası
- (Ticaret) post-shipment
- smolt sonrası
- (Denizbilim) post-smolt
- sonra
- what follows, the rest: İşin sonrası kolay. The rest of the job's easy
- sonra
- subsequent to
- sonra
- after: ondan sonra after that
- sonra
- subsequently
Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift?
- Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?
Tom was subsequently arrested.
- Tom daha sonra tutuklandı.
- sonra
- sequel
- sonra
- otherwise, or else
- sonra
- later, afterwards, then
- sonra
- after; afterwards; later; then; in future; otherwise
- sonra
- following
Following the accident he recovered quickly.
- Kazadan sonra o çabucak iyileşti.
What are the following steps?
- Daha sonraki adımlar nelerdir?
- sonra
- a later time: Bunu sonraya bırakmalı. This ought to be left for a later time
- sonra
- epi
- taarruz sonrası üssü
- (Askeri) poststrike base
- tahliye sonrası yardım
- aftercare
- teslimat sonrası
- post-delivery
- uyuşturucu sonrası gevşeme
- flash
- uçak yolculuğu sonrası sersemlik
- jet fatigue
- uçak yolculuğu sonrası sersemlik
- jet syndrome
- uçak yolculuğu sonrası sersemlik
- jet lag
- yahudilerin sürgün sonrası dağılmaları
- dispersion
- yemek sonrası
- postprandial
- yemek sonrası yenilen şey
- afters
- yortu sonrası sekiz günlük dönem
- octave
- çalışma saatleri sonrası
- after hours
- çatışma sonrası harekatlar
- (Askeri) posthostilities operations
- ölüm sonrası
- posthumousness
- ölüm sonrası verilen ödül
- (Askeri) posthumous award
- üniversite sonrası eğitimle ilgili
- postgraduate