something that is difficult; hardship, trouble

listen to the pronunciation of something that is difficult; hardship, trouble
الإنجليزية - التركية

تعريف something that is difficult; hardship, trouble في الإنجليزية التركية القاموس.

difficulty
güçlük

Yaşlı adam kaçtı ama güçlükle. - The old man escaped, but with difficulty.

Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian. - I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.

difficulty
zorluk

Planı gerçekleştirmede biraz zorlukla karşılaşacaksınız. - You'll find some difficulty carrying out the plan.

Otobüs durağını bulmakta çok zorluk çektik. - We had much difficulty in finding the bus stop.

difficulty
{i} sorun

Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi. - He had no difficulty in solving the problem.

Derdimi Fransızca anlatmada sorun yaşadım. - I had difficulty in making myself understood in French.

difficulty
düğüm
difficulty
{i} sıkıntı

Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste. - If you have any difficulty, ask me for help.

Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım. - When I was in England, I had great difficulty trouble in speaking English.

difficulty
be in difficulties parasız kalmak
difficulty
{i} külfet
difficulty
güç şey
difficulty
make veya raise a difficulty güçlük çıkarmak
difficulty
{i} meşakkat
difficulty
{i} sıkıntı, problem. make difficulties zorluk çıkarmak
difficulty
güçlük zorluk
difficulty
itiraz
difficulty
nazlanma
difficulty
{i} engel
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} difficulty
something that is difficult; hardship, trouble
المفضلات