Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.
- My elder brother got a position in a big business.
Babasının ölümünden sonra aile şirketinin sorumluğunu üstüne aldı.
- He took charge of the family business after his father died.
Küçük işletmeler genellikle büyük bir şirket tarafından sömürülürler.
- Small businesses are often absorbed by a major company.
Köle ticareti kazançlı bir işti.
- Slavery was a lucrative business.
Ticaret amacıyla Boston'dayım.
- I'm in Boston on business.
İşten konuşmadan önce biraz gevezelik edelim mi?
- Shall we shoot the breeze for a while before talking business?
İşi daha sonra konuşacağız.
- We'll talk business later.
kendi işini sürekli fedakarlık olarak tanımlayan biri, sadece diğer bir çok şeyi ihmal ederek sürdürülebilir.
- Perpetual devotion to what a man calls his business, is only to be sustained by perpetual neglect of many other things.
Casuslar senin onların bilmesini istemediğin şeyleri bilmek için işlerini yaparlar.
- Spies make it their business to know things that you don't want them to know.
İş faaliyetlerimizi güçlendirmemiz için bunu yeniden organize etmeliyiz.
- We need to reorganize it in order to strengthen our business activities.
Uygun elbiseler iş yerinde çok önemlidir.
- Proper clothes count for much in business.
Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.
- My elder brother got a position in a big business.
That's none of your business.