O, parkın civarında bir yerde yaşıyor.
- He lives somewhere around the park.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
- You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
Hepinizi bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.
- I remember seeing you all somewhere.
Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
- I saw her somewhere two years ago.
Herhangi bir yerde Tom'un adresine sahibim.
- I have Tom's address somewhere.
Avrupa'da bir yere gitmek istiyorum.
- I want to go somewhere in Europe.
Bir yere gidiyor musun?
- Are you going somewhere?
O, burada bir yerde yaşıyor.
- He lives somewhere about here.
Hepinizi bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.
- I remember seeing you all somewhere.
We can't find the wretched thing, but it must be someplace.
... DON'T WORRY, MILTON. I'M SURE IT'S SOMEPLACE SAFE. ...
... A lot of us are -- parents came from someplace else, ...