someone who visits

listen to the pronunciation of someone who visits
الإنجليزية - التركية

تعريف someone who visits في الإنجليزية التركية القاموس.

visitor
{i} ziyaretçi

Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı. - We had unexpected visitors.

O, 200 ziyaretçinin gelmesini bekliyor. - He looks forward to having 200 visitors.

visitor
{i} konuk

Konuklar ve fazla ev işi nedeniyle, çok hareketli bir hafta geçirdim. - What with the visitors and all the extra housework, I've had a very busy week.

visitor
(Askeri) ZİYARETÇİ: Bir proje üzerinde çalışmaların kara kuvvetleri hesabına yürütüldüğü bir devlet müessessi veya sivil müessese yada bölgeye kabul edilen şahıs. aşağıdaki şahıslar ziyaretçi telakki edilmez: a. proje ve imalatta çalışanlar. b. Proje ve imalatla direkt ilgili bulananlar. c. Kanuni olarak veya cumhurbaşkanlığı direktifleriyle iç güvenlik soruşturması yapma yetkisine sahip. Federal icra daireleri veya büroları temsilcileri. d. İsmen temsil edilmiş bazı temsilcilerin, Milli Savunma Bakanlığı müteahhitlerine ait tesisleri, kararlaştırılmış maksatlar dahilinde, ziyaretlerine izin verilmesi için Milli Savunma Bakanlığı ile anlaşma yapmış ve yürürlükte böyle bir anlaşması bulunan bazı federal daire ve büro temsilcileri
visitor
{i} misafir

Ziyaretçiler ve misafirlerimiz hoş karşılanıyor. - Visitors and guests are welcome.

visitor
{i} müfettiş
visitor
zair
visitor
(Ticaret) murakıp
visitor
göçmen kuş/ziyaretçi
visitor
ziyarete giden kimse
visitant
{i} göçmen kuş
visitant
göçmen
visitant
göçmen kuş/ziyaretçi
visitant
{i} ziyaretçi
visitant
ziyaret eden
الإنجليزية - الإنجليزية
visitor
visitant
someone who visits

    الواصلة

    some·one who visits

    التركية النطق

    sʌmwʌn hu vîzıts

    النطق

    /ˈsəmˌwən ˈho͞o ˈvəzəts/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː ˈvɪzəts/
المفضلات