someone who mediates between speakers of different languages

listen to the pronunciation of someone who mediates between speakers of different languages
الإنجليزية - التركية

تعريف someone who mediates between speakers of different languages في الإنجليزية التركية القاموس.

interpreter
tercüman

Tom Mary için tercüman olarak davrandı. - Tom acted as an interpreter for Mary.

Dr Beyaz bizim tercümanımız olarak görev yapmıştır. - Dr. White acted as our interpreter.

interpreter
{i} çevirmen

Tom Mary'yi bir çevirmen olarak işe aldı. - Tom hired Mary as an interpreter.

Bir çevirmenin yardımı olmadan konuştuk. - We talked without the aid of an interpreter.

interpreter
(Askeri) TERCÜMAN: Yabancı bir dille yapılan konuşmayı başka bir dile çeviren kimse
translator
(Askeri) (DATA AUTOMATION) KOD ÇEVİRİCİ (BİLGİ İŞLEM TEÇHİZATI): Herhangi bir dilde veya kod halinde verilmiş bilgiyi başka bir dil veya kodda ifade haline çeviren otomatik bilgi işlem teçhizatı
interpreter
mütercim
translator
çeviri yapan kimse
interpreter
dilmaç
translator
çevirmen

Çünkü ben bir çevirmen olmak istiyorum. - Because I want to be a translator.

Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp. - Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.

translator
tercüman

Marika neden Japonca-Fince tercüman olarak çalışmıyor? - Why doesn't Marika work as a Japanese-Finnish translator?

Bir şey yanlış giderse bunun için sadece tercümanı suçla. - If something goes wrong, just blame it on the translator.

interpreter
{i} yorumcu
interpreter
(Bilgisayar) yorumlamalı program
interpreter
{i} yorumlayıcı
interpreter
yorumlamak program
interpreter
tercüman/yorumcu
translator
{i} tercüman, çevirici, sözlü/yazılı çeviri yapan kimse; çevirmen, mütercim, yazılı çeviri yapan kimse
الإنجليزية - الإنجليزية
interpreter
translator