someone who imports or exports without paying duties

listen to the pronunciation of someone who imports or exports without paying duties
الإنجليزية - التركية

تعريف someone who imports or exports without paying duties في الإنجليزية التركية القاموس.

runner
{i} atlet

Biz Afrikalılar mükemmel atlet ve koşucularız. - We Africans are excellent athletes and runners.

O elinden geleni yaptı ama kısa sürede böyle bir hızlı atlet ile rekabet edemeyeceğini gördü. - He did his best but soon saw that he could not compete with such a fast runner.

runner
(Askeri) yaya haberci
runner
(Ticaret) müteahhit
runner
(Ticaret) akar
runner
ayakçı
runner
kirişleme
runner
kızak demiri
runner
{i} haberci
runner
{i} (Botanik) sürüngen sap
runner
{i} koşucu

Tom en iyi koşucudur. - Tom is the best runner.

Tony hızlı bir koşucu. - Tony is a fast runner.

runner
{i} İng., k.dili. çalıfasulyesi
runner
{i} palanga ipi
runner
{i} yol halısı
runner
ray/filiz/ulak/koşucu
runner
(isim) koşucu, atlet, yarışçı, yarış atı, ulak, haberci, çığırtkan, dağıtıcı, kaçakçı, ray, çark, saban demiri, palanga ipi
runner
{i} ayak işlerini yapan kimse, ayakçı
runner
{i} dağıtıcı
runner
yerde kökler salarak uzanan bitki veya bu bitkinin sapı
runner
{i} çığırtkan
الإنجليزية - الإنجليزية
runner
smuggler
someone who imports or exports without paying duties

    الواصلة

    some·one who imports or exports with·out pay·ing duties

    التركية النطق

    sʌmwʌn hu împôrts ır ekspôrts wîdhaut peyîng dutiz

    النطق

    /ˈsəmˌwən ˈho͞o əmˈpôrts ər ˈekspôrts wəᴛʜˈout ˈpāəɴɢ ˈdo͞otēz/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː ɪmˈpɔːrts ɜr ˈɛkspɔːrts wɪðˈaʊt ˈpeɪɪŋ ˈduːtiːz/
المفضلات