تعريف someone who guards an entrance في الإنجليزية التركية القاموس.
- doorkeeper
- (isim) kapıcı
- doorkeeper
- kapıcı
Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
-Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
- doorman
- kapıcı
Tom hâlâ bir kapıcı olarak çalışıyor mu?
-Is Tom still working as a doorman?
Ben biletimi kapıcıya gösterdim ve tiyatro gittim.
-I showed my ticket to the doorman and went into the theatre.
- gatekeeper
- gözetçi
- porter
- kapıcı
Kapıcıya bagajımı odama kadar taşıttım.
-I had the porter carry my luggage to my room.
- gatekeeper
- kapıcı
- doorkeeper
- i., bak. doorman
- doorkeeper
- kapı görevlisi
- doorkeeper
- (Tiyatro) sahne kapıcısı
Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
-Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
- doorman
- (isim) kapıcı
- doorman
- {ç} door.men (dor'men, dor'mın)
- gatekeeper
- kapı görevli
- gatekeeper
- {i} bekçi
المصطلحات ذات الصلة
تعريف someone who guards an entrance في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- doorman
- gatekeeper
- doorkeeper
- porter