solitary, sole, single; isolated, remote; alone, lonely; single, widowed

listen to the pronunciation of solitary, sole, single; isolated, remote; alone, lonely; single, widowed
الإنجليزية - التركية

تعريف solitary, sole, single; isolated, remote; alone, lonely; single, widowed في الإنجليزية التركية القاموس.

lone
yalnız

Bu şehir sen olmadan soğuk ve yalnız. - This city is cold and lonely without you.

Yalnız bir hayat yaşadı. - She lived a lonely life.

lone
{s} kimsesiz
lone
{s} tek

O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor. - He lives in this lonely place by himself.

Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin. - When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.

lone
tek başına mücadele eden siyasi aday
lone
ıssız

Tom olmadan burası çok ıssız olacak. - It's going to be very lonely here without Tom.

O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor. - He lives in this lonely place by himself.

lone
lone hand kağıt oyununda refakatsiz oynayan kimse
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} lone