التركية - الإنجليزية
تعريف solgun في التركية الإنجليزية القاموس.
- white
Why do you look so white?
-Neden bu kadar solgun görünüyorsun?
- pale
Tom looks pale. Is anything the matter with him?
-Tom solgun görünüyor. Ona bir şey mi oldu?
He must be sick; he looks pale.
-O, hasta olmalı; solgun görünüyor.
- faded
- green
She's been looking a little green lately.
-O son zamanlarda biraz solgun görünüyor.
You look a little green around the gills.
-Sen biraz solgun görünüyorsun.
- blank
- washed-out
- pale-yellow
- wilted
- pale; faded
- pallid
- anemic
- mealy
- ashy
- sallow
- doughy
- pale, pallid, green, pasty; wilted
- colourless [Brit.]
- pasty
- drooping
- colorless
- wan
- bloodless
- ashen
- anaemic [Brit.]
- wilted (flowers)
- bleak
- {s} anaemic
- {s} colourless
- washedout
- solgun (beniz)
- sallow
- solgun (renk)
- watery
- solgun bir halde
- bloodlessly
- solgun bir halde
- palely
- solgun bir halde
- pallidly
- solgun bir şekilde
- anemically
- solgun halde
- fadedly
- solgun renkli
- buff-colored
- ölü gibi solgun
- ghastly
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف solgun في التركية التركية القاموس.
- Rengini, tazeliğini, canlılığını veya parlaklığını yitirmiş olan, solmuş: "Öyle solgun, öyle zayıftı ki, bir yolcudan ziyade bir hastaya benziyordu."- O. S. Orhon
- Rengini, tazeliğini, canlılığını veya parlaklığını yitirmiş olan, solmuş
- (Osmanlı Dönemi) HAZAN