Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
- So far, your action seems completely groundless.
Biz şimdiye kadar bunun üstesinden gelemedik.
- We haven't been able to handle this so far.
Şu ana kadar okulda iyi gidiyorsun.
- You have been doing well at school so far.
Şu ana kadar her şey iyi.
- Everything is fine so far.
Sadece o kadar uzaklaşabilirsin.
- You can only go so far.
Şimdiye dek harika bir hayat yaşadım.
- I've had a great life so far.
Bildiğim kadarıyla böyle bir sözcük yok.
- So far as I know, there is no such word.
Bildiğim kadarıyla, o iyi bir adam.
- He is, so far as I know, a good guy.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.
How is your driving lessons? - So far, pretty good.
... as far as 60 miles a day, ...
... people have the skills they need to succeed and the best schools in the world. We're far ...