so as to bring to a required form

listen to the pronunciation of so as to bring to a required form
الإنجليزية - التركية

تعريف so as to bring to a required form في الإنجليزية التركية القاموس.

so as to
-mek için: He did this so as to prevent theft. Bunu, hırsızlığı önlemek için yaptı
box
{i} kutu veya sandık dolusu
box
dövüşmek
so as to
-mek amacıyla
so as to
-ecek bir şekilde
box
kulübe

Oradaki polis kulübesinde sorun. - Ask at the police box over there.

En yakın telefon kulübesi nerede? - Where is the nearest telephone box?

box
(mahkeme) kürsü
box
(the ile) televizyon
so as to
-mek için
so as to
için

Trene zamanında yetişmek için acele etti. - He hurried so as to be in time for the train.

İşitebilmek için önde oturdu. - He sat in the front so as to be able to hear.

so as to
-cek biçimde
So as to
-mak için
so as to
1. -mek için: He did that so as to annoy me. Beni kızdırmak için yaptı. 2. -ecek bir şekilde: He coughed so as to attract Selmin´s attention. Selmin´in dikkatini çekecek bir şekilde öksürdü
box
{f} boks yapmak
box
{i} televizyon

Televizyonda boks maçı gördüm. - I saw the boxing match on television.

Bütün gününü televizyonun önünde geçirmemelisin. - You shouldn't spend the whole day in front of the box!

box
yumruklaşm
box
hediye

Ben meslektaşlarım için bir hediye olarak işe giderken bir kutu çikolata aldım. - I bought a box of chocolates on the way to work as a gift for my colleagues.

Benim için büyük zevk, Mary bana Boston'dan bir hediye olarak bir müzik kutusu getirdi. - Much to my delight, Mary brought me a music box from Boston as a gift.

box
{i} loca
box
(isim) kutu, sandık, kutu veya sandık dolusu; at arabacısı yeri; jüri bölmesi; kompartıman, loca, kulübe; televizyon, teyp veya radyo; tokat, yumruk; şamar, şimşir [bot.]
box
{i} jüri bölmesi
box
{f} kutulamak
box
{i} kompartıman
box
külübe av külübesi
box
{f} kutuya koymak
box
{i} at arabacısı yeri
box
{f} boks yapmak. box s.o. on the ear birinin kulağına tokat atmak
so as to
ecek şekilde
so as to
mak için
الإنجليزية - الإنجليزية
box
so as to
in order to; "he observed the snakes so as to describe their behavior"
so as to
in order to, in order that, so that
so as to
in order to; "he observed the snakes so as to describe their behavior
so as to bring to a required form

    الواصلة

    so as to bring to a re·quired form

    التركية النطق

    sō äz tı brîng tı ı rikwayrd fôrm

    النطق

    /ˈsō ˈaz tə ˈbrəɴɢ tə ə rēˈkwīrd ˈfôrm/ /ˈsoʊ ˈæz tə ˈbrɪŋ tə ə riːˈkwaɪrd ˈfɔːrm/
المفضلات