İşitebilmek için önde oturdu.
- He sat in the front so as to be able to hear.
Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
- Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
Benim karaciğerim ağır biçimde hasar görmüştür.
- My liver is heavily damaged.
Ağır şekilde sakinleşmiştim.
- I was heavily sedated.
Yola koyulamadılar çünkü çok kar yağdı.
- They could not set out because it snowed heavily.
Bill babasının çokça sigara içmesinden nefret ediyor.
- Bill hates his father smoking heavily.
Bill, babasının aşırı derecede sigara içmesinden nefret ediyor.
- Bill hates that his father smokes heavily.
Aşırı derecede yağmur yağıyor.
- It is raining heavily.
Ağır şekilde sakinleşmiştim.
- I was heavily sedated.
Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.
- The building was heavily damaged by fire.
Şiddetle yağmur yağdığı için okula geç kaldık.
- We were late for school because it rained heavily.
Otobüs yukarı ve aşağı şiddetle sarstı.
- The bus rocked heavily up and down.
his heavily muscled arms.