small piece of luggage that is allowed inside the cabin of a passenger airplane

listen to the pronunciation of small piece of luggage that is allowed inside the cabin of a passenger airplane
الإنجليزية - التركية

تعريف small piece of luggage that is allowed inside the cabin of a passenger airplane في الإنجليزية التركية القاموس.

carry on
sürdürmek
carry on
devam ettirmek
carry on
peşini bırakmamak
carry on
(deyim) [kd] flort etmek
carry on
(deyim) [kd] tartismak ,sorun cikarmak. a carry-on tartisma
carry on
oynaşmak
carry on
korte etmek
carry on
ilişkisi olmak
carry on
düşüp kalkmak
carry on
(deyim) homurdanmak
carry on
(deyim) mızmızlanmak
carry on
şamata etmek
carry on
kırıştırmak
carry on
sürdür

Konuşmayı böylesine gürültülü bir odada sürdüremeyiz. - We can not carry on conversation in such a noisy room.

Kalmaya ve babasının işini sürdürmeye karar verdi. - He decided to stay and carry on his father's business.

carry on
devam etmek

Devam etmekten başka seçeneğimiz yok. - We have no choice but to carry on.

carry on
(kızgınlıktan) bağırıp çağırmak; (kederden) fenalıklar geçirmek
carry on
with - (biriyle) gayrimeşru bir ilişki içinde olmak, aşna fişne olmak
carry on
(Fiili Deyim ) 1- sürdürmek , yapmak 2- -e devam etmek 3- yönetmek , yürütmek
carry on
sızlanıp durmak; (kızgınlıktan) bağırıp çağırmak
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} carry on
small piece of luggage that is allowed inside the cabin of a passenger airplane

    الواصلة

    small piece of lug·gage that I·s al·lowed in·side the cab·in of a pas·sen·ger air·plane

    التركية النطق

    smôl pis ıv lʌgıc dhıt îz ılaud însayd dhi käbın ıv ı päsıncır erpleyn

    النطق

    /ˈsmôl ˈpēs əv ˈləgəʤ ᴛʜət əz əˈloud ənˈsīd ᴛʜē ˈkabən əv ə ˈpasənʤər ˈerˌplān/ /ˈsmɔːl ˈpiːs əv ˈlʌɡəʤ ðət ɪz əˈlaʊd ɪnˈsaɪd ðiː ˈkæbən əv ə ˈpæsənʤɜr ˈɛrˌpleɪn/
المفضلات