Jack bu sefer kesin başaracak.
- Jack is bound to succeed this time.
Bu sefer onu yapamam.
- I can't make it this time.
Bu kez farklı olacak.
- This time's going to be different.
Bu kez Tom'a yardım edip edemeyeceğimizi bilmiyorum.
- I don't know if we can help Tom this time.
Bu defa sonuçları aldı.
- This time, he got results.
Bu defa hatalı olan benim gibi görünüyor.
- This time, it looks like it is me who is wrong.
Şebeke gösterinizi başka bir zaman aralığına taşıyor.
- The network is moving your show to another time slot.
O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
- At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
Ben o zaman odamı temizliyordum.
- I was cleaning my room for that time.
this time last year.