In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
I want a jacket shaped like yours.
- Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.
I do not understand you.
- Siz insanları anlamıyorum.
Hello, are you Mr Ogawa?
- Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
Tom wouldn't leave without your permission.
- Tom sizin izniniz olmadan gitmedi.
People will question all the good things they hear about you but believe all the bad without a second thought.
- İnsanlar sizin hakkınızda duydukları bütün iyi şeyleri sorgulayacak fakat bütün kötü şeylere tereddüt etmeden inanacaklardır.
Your opinion seems to be out of date.
- Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
I think we're out of your size.
- Sanırım sizin bedeniniz bitti.
None of the money is yours.
- Paranın hiçbiri sizin değil.
That's none of your business.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
Our children are at school; where are yours?
- Bizim çocuklar okulda; sizinkiler nerede?
I think these are yours.
- Sanırım bunlar sizinkiler.