situate towards the sunset

listen to the pronunciation of situate towards the sunset
الإنجليزية - التركية

تعريف situate towards the sunset في الإنجليزية التركية القاموس.

west
garp
west
{i} batı ülkeleri

Onlar batı ülkeleriyle iletişim kurdular. - They communicated with the Western countries.

Batı ülkeleri konuyla ilgili tutumundan dolayı Japonya'ya atlıyor. - Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue.

west
batıya

Yol batıya doğru hafifçe kıvrılır. - The road curves gently towards the west.

Çok sayıda aile sınırda yeni bir hayat kurmak için batıya gitti. - Many families went west to make a new life on the frontier.

west
batı

Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar. - Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.

Ada Japonya'nın batısında yer alır. - The island lies to the west of Japan.

west
garba doğru
west
batıda

Güneş Batıdan batıyor. - The sun is sinking in the west.

Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var. - In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.

west
{s} batıdaki

Batıdaki erkekler genellikle viski içer. - Generally men in Westerns drink whisky.

west
batısında

Ada Japonya'nın batısında yer alır. - The island lies to the west of Japan.

Şehrin on mil batısında bir taş ocağı var. - There's a rock quarry ten miles west of town.

west
{s} batı. z. batıya doğru: go west batıya doğru gitmek
west
{i} batı rüzgârı
west
batıya doğru

Uçak, batıya doğru uçtu. - The plane flew toward the west.

O, yolculuğuna batıya doğru başladı. - He began his trip to the West.

west
{s} batıdan esen
الإنجليزية - الإنجليزية
{a} west
situate towards the sunset

    الواصلة

    si·tu·ate to·wards the sun·set

    التركية النطق

    sîçueyt tıwôrdz dhi sʌnset

    النطق

    /ˈsəʧo͞oˌāt təˈwôrdz ᴛʜē ˈsənˌset/ /ˈsɪʧuːˌeɪt təˈwɔːrdz ðiː ˈsʌnˌsɛt/
المفضلات