Ben kahvaltı için yumurta severim, ama ablam yulaf lapası tercih eder.
- I like eggs for breakfast, but my sister prefers oatmeal.
Ablam her gün koşuya gider.
- My older sister goes jogging every day.
Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.
- These are my sister's magazines.
O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti.
- He deprived my little sister of all her toys.
Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.
- These are my sister's magazines.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.
- The sister of your father or mother is your aunt.
Hemşire, bu hastayı gözünüzün önünden ayırmayın.
- Sister, don't let this patient out of your sight.
Kız kardeşim hemşiredir.
- My sister is a nurse.
Kızkardeşini görmek istiyorum.
- I want to see your sister.
O, kızkardeşi Mary'yi aradı.
- He called his sister, Mary.
Mary benim için bir kızkardeş gibi.
- Mary is like a sister to me.
Mary ve ben kızkardeş gibiyiz.
- Mary and I are like sisters.
Onun üvey annesi benim baldızım.
- His stepmother is my sister-in-law.
Baldızım beş yıl içinde dört çocuğa sahipti.
- My sister-in-law had four children in five years.
Tom'un kızkardeşi bir rahibe.
- Tom's sister is a nun.
O bir rahibe oldu, o Rahibe Teresa adını aldı.
- When she became a nun, she took the name Sister Teresa.
At the convent, Sister Grace supervises the kitchen.
Please welcome Sister Smith as she moves from her former congregation to her new congregation.
Native American leader Chief Seattle urged ecological responsibility, referring to Brother Eagle and Sister Sky in his purported 1854 speech.
My little sister is an annoying pest.
Sisters Are Doin’ It for Themselves.
I’m trying to correct my sagging floor by sistering the joists.