Onu yapamam, efendim.
- I can't do that, sir.
Sizin için özel bir şeyimiz var, efendim.
- We have something special for you, sir.
Size nasıl yardım edebilirim, beyefendi?
- How can I help you, sir?
Bir beyefendi sizin yokluğunuzda aradı, efendim.
- A gentleman called in your absence, sir.
Sigaraları azaltmaktansa, bayım, niçin onları bırakmıyorsun.
- Rather than cutting down on cigarettes, sir, why don't you just give them up?
Bayım, mürekkeple yazmak zorunda mıyız?
- Sir, do we have to write in ink?
Nereye gitmek istiyorsunuz, bayım?
- Where do you want to go, sir?
Sahip olduğunuz her şey bu mudur, bayım?
- Is this all you have, sir?
Onu yapamam, efendim.
- I can't do that, sir.
Bugün size nasıl yardımcı olabilirim, efendim?
- How may I help you today, sir?
Yes sir.
Please don't sir me!.
In these travels, my father sired thirteen children in all, four boys and nine girls.