Haberi duyduğunda, o şaşırmış olabilir.
- She may have been surprised when she heard the news.
O, mektubumu aldığında şaşırmış olabilir.
- She may have been surprised when she received my letter.
Şaşırmaktan hoşlanmam.
- I don't like being surprised.
Habere şaşırmaktan kendilerini alamadılar.
- They couldn't help being surprised at the news.
Yurtdışında okuma kararım ebeveynlerimi şaşırttı.
- My decision to study abroad surprised my parents.
Onun sözleri beni şaşırttı.
- His words surprised me.
Kimse benden daha şaşkın değildi.
- No one was more surprised than me.
Şu kadınlar konuşamayacak kadar şaşkındılar.
- Those women were too surprised to speak.