Herkesin imzalanmış bir sözleşmesi var.
- Everyone has a signed contract.
Tom'un, Bill Gates tarafından imzalanmış bir tişörtü var.
- Tom has a t-shirt that was signed by Bill Gates.
Birleşmiş Milletler Bildirgesi 1945'de imzalandı.
- The United Nations Charter was signed in 1945.
18 Kasım 1903 tarihinde anlaşma imzalandı
- The treaty was signed on November 18, 1903.
Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
- We were tied to our decision because we signed the contract.
1819 yılının Şubat ayında Florida antlaşması imzalandı.
- The Florida treaty was signed in February 1819.
Fransa İspanya ile gizli bir antlaşma imzaladı.
- France had signed a secret treaty with Spain.
Iki taraf bir barış antlaşması imzaladı.
- The two sides signed a peace treaty.
Bir sonraki adım belgeyi imzalamaktı.
- The next step was to sign the document.
Belgeyi imzalamak zorunda kaldı.
- He was forced to sign the document.
Burçlar kuşağının on iki burcu şunlardır: Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık.
- The twelve signs of the Zodiac are: Aries, Taurus, Gemini, Cancer, Leo, Virgo, Libra, Scorpio, Sagittarius, Capricorn, Aquarius and Pisces.
Burçların on iki işareti on iki takımyıldızına karşılık gelir.
- The twelve signs of the zodiac correspond to twelve constellations.
Bu siste yol işaretlerini göremiyorum.
- I can't see the road signs in this fog.
Bu işaret ne anlama geliyor?
- What does this sign mean?
Yorgunluk belirtileri için yüzünü inceledi.
- I studied his face for signs of weariness.
Herhangi bir yaşam belirtisi vermememe rağmen hayattayım.
- I am alive even though I am not giving any sign of life.
Pencereye bir tabela koyabileceğimizi düşündüm.
- I thought we could put a sign in the window.
Tom mağaza penceresinde bir yardım aranıyor tabelası ördü.
- Tom saw a Help Wanted sign is in the store window.
Tom duvardaki bir sembolü gösterdi.
- Tom pointed to a sign on the wall.
Hemen kaydolmak istiyorum.
- I want to sign up right now.
İzleme ekibi için kaydolmak istiyorum.
- I'd like to sign up for the track team.
Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.
- All you have to do is sign this paper.
Lütfen burayı imzalayın.
- Please sign your name here.
Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
- We were tied to our decision because we signed the contract.
Prospektüsler iki sponsor temsilci tarafından imzalanmalıdır.
- Prospectuses must be signed by two sponsor representatives.
Duygularını ifade etmek, zayıflık belirtisi değildir.
- Expressing your feelings is not a sign of weakness.
Erkekler duyguları ifade etmeyi bazen bir zayıflık işareti olarak algılarlar.
- Men sometimes perceive expressing emotions as a sign of weakness.
Minnettarlık göstergesi olarak bahşiş verdi.
- He gave a tip as a sign of gratitude.
Parlak kırmızı, Çin kültürünün göstergelerinden biridir.
- Vermilion is one the signifiers of Chinese culture.
Duygularını ifade etmek, zayıflık belirtisi değildir.
- Expressing your feelings is not a sign of weakness.
İşaretim için beklemede kalın.
- Stand by for my signal.
It wasn't until they tried to subtract 3 from 1 that the elementary school students realized they needed signed numbers.
The signed check could be cashed.
The IEEE standard for floating point uses signed magnitude for the mantissa.
Sorry, I don't know sign very well.
Those clouds show little sign of raining soon.
I missed the sign at the corner so I took the wrong turn.
The chimp was taught to sign ASL.
The sign in the window said for rent.
Your sign is Taurus? That's no surprise.
The sharp sign indicates that the pitch of the note is raised a half step.
I'm learning to sign so I can talk to my new neighbor.
Please sign on the dotted line.
I'm not signing anything without my lawyer present.
I forgot to sign that letter to my aunt.
... only runs a firmware that's been signed by the Department of Motor Vehicles or by the ...
... system." "Only run operating systems that are signed by Cononicle, EFF, ACLU and Wikileaks. ...