You must go outside if you want to smoke.
- Sigara içmek istiyorsan, dışarı çıkmalısın.
She stopped to smoke.
- O, sigara içmek için durdu.
You must not smoke till you grow up.
- Büyüyünceye kadar sigara içmemelisin.
Please do not smoke here.
- Burada sigara içmeyin, lütfen.
It's not OK to smoke here.
- Burada sigara içilmez.
Her husband smokes like a chimney.
- Eşi, bir baca gibi sigara içiyor.
Tom hasn't smoked since he was old enough to legally smoke.
- Tom yasal olarak sigara içmek için yeterince büyüdüğünden beri sigara içmedi.
I haven't smoked for ages.
- Yıllarca sigara içmedim.
You must give up smoking.
- Sigara içmeyi bırakmalısın.
You must stop smoking.
- Sigara içmeyi bırakmalısın.
You must stop smoking.
- Sigara içmeyi bırakmalısın.
I will keep on smoking no matter what you say.
- Ne söylersen söyle sigara içmeyi sürdüreceğim.