sigara içmek

listen to the pronunciation of sigara içmek
التركية - الإنجليزية
{f} smoke

You must go outside if you want to smoke. - Sigara içmek istiyorsan, dışarı çıkmalısın.

She stopped to smoke. - O, sigara içmek için durdu.

smoke a cigarette
have a smoke
indulge
to smoke (a cigarette)
suck on a cigarette
sigara içme
smoke

You must not smoke till you grow up. - Büyüyünceye kadar sigara içmemelisin.

Please do not smoke here. - Burada sigara içmeyin, lütfen.

sigara
{f} smoke

It's not OK to smoke here. - Burada sigara içilmez.

Her husband smokes like a chimney. - Eşi, bir baca gibi sigara içiyor.

sigara
{f} smoked

Tom hasn't smoked since he was old enough to legally smoke. - Tom yasal olarak sigara içmek için yeterince büyüdüğünden beri sigara içmedi.

I haven't smoked for ages. - Yıllarca sigara içmedim.

sigara
{f} smoking

You must give up smoking. - Sigara içmeyi bırakmalısın.

You must stop smoking. - Sigara içmeyi bırakmalısın.

sigara içme
non potable
baca gibi sigara içmek
(deyim) smoke like a chimney
burada sigara içmek yasak
Smoking is not allowed
sigara içme
{i} smoking

You must stop smoking. - Sigara içmeyi bırakmalısın.

I will keep on smoking no matter what you say. - Ne söylersen söyle sigara içmeyi sürdüreceğim.

الإنجليزية - التركية
sigara çıkarmak
sigara içmek
المفضلات