Bu köyün nüfusu azalmıştı.
- The population of this village had decreased.
Kaçak ağaç kesimi önemli ölçüde azalmıştır.
- Illegal logging has decreased considerably.
İlaç onun acısını azalttı.
- The medicine decreased his pain.
Satışlar bugünlerde azaldı.
- Sales have decreased these days.
Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
- The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.
Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
- The war diminished the wealth of the country.
Düşmüş bir ağaç patikayı kapadı.
- A fallen tree blocked the path.
Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
- The garden was covered with fallen leaves.
Savaş ülkenin zenginliği azalttı.
- The war diminished the wealth of the country.
Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.
- The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened.