Derslerimi düzenli bir şekilde takip ettim.
- I followed my lessons diligently.
O, babasının ayak izlerini takip etti.
- He followed in his father's footsteps.
Bügünkü gazete Başbakanın Amerikayı ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildiriyor.
- Today's paper reports that the premier has given up the idea of visiting America.
Tom neredeyse vazgeçti.
- Tom has all but given up.
Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.
- I've seen just now that the ambassador of Saudi Arabia has resigned.
O kötü sağlık gerekçesiyle istifa etti.
- He resigned on the grounds of ill health.
Tom kaderini boyun eğmiş bir şekilde kabullendi.
- Tom has resignedly accepted his fate.
Bazı beklenmedik zorluklar ortaya çıktı.
- Some unexpected difficulties have arisen.
Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
- The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.