O, ona utanarak baktı.
- She glanced shyly at him.
Genç adama utanarak baktı.
- She glanced shyly at the young man.
Utangaç erkek çocuğu adını mırıldandı.
- The shy boy murmured his name.
Utangaç erkek çocuğu onun varlığında tamamen sıkıldı.
- The shy boy was utterly embarrassed in her presence.
Tom utangaç ve çekingen bir genç adamdır.
- Tom is a shy and reserved young man.
İnsanların önünde konuşma hakkında çekingen olmayın.
- Don't be shy about speaking in front of people.
Bu sincap ürkek değil.
- This squirrel is not shy.
Tom gerçekten utangaç ve ürkekti.
- Tom was really shy and nervous.
Tom gerçekten utangaç ve ürkekti.
- Tom was really shy and nervous.
Tom'un sincabı hiç ürkek değil. Hatta o burnumun dibinden fındık çaldı.
- Tom's squirrel is not shy at all. He even stole nuts from right under my nose!
a shy bird.
I shy away from investment opportunities I don't understand.