Bazen duyguları göstermemek elimde değil.
- Sometimes I can't help showing emotions.
Tom duygularını göstermekten korkuyor.
- Tom is afraid of showing his feelings.
Sence bizi film gösterimine davet edecekler mi?
- Do you think they will invite us to the film showing?
K -9 film gösterimde.
- The movie K-9 is showing.
İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir.
- Men can only be corrected by showing them what they are.
Bana yolu gösterdiğiniz için teşekkürler.
- Thanks for showing me the way.
İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir.
- Men can only be corrected by showing them what they are.
Onlara biraz büyü göstererek çocukları eğlendirdi.
- He amused the children by showing them some magic.
Onu bana gösterir misin?
- Would you mind showing me that?
Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
Bana bu haritada gösterirmisiniz, lütfen?
- Will you show me on this map, please?
Bana resmi gösterir misin?
- Will you show me the picture?
Tom sınıfa göstermek için bazı resimler getirdi.
- Tom brought some pictures to show the class.
Tom'un sana göstermek için bekleyemediği bir şeyi var.
- Tom has something he can't wait to show you.
Parkta kaykaylarında hava atan gençler vardı.
- There were teenagers in the park showing off on their skateboards.
Hava atmayı keser misin?
- Will you stop showing off?
Tom gösteriş yapıyor olmalı.
- Tom must've been showing off.
O sadece kızların önünde gösteriş yapıyor.
- He's just showing off in front of the girls.
Ona kendi odamı gösterdim.
- I showed her my room.
Ah! Onu bana göster lütfen.
- Oh! Show it to me please.
Sergi salonumuz genç bayanlarca çok sevildi.
- Our showroom made a hit with young ladies.
Çiçek sergisinde güllerini sergileyeceğim.
- I'm going to exhibit my roses at the flower show.
Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi.
- Tom showed me a magic trick.
Bana bir sihir numarası daha gösterebilir misin?
- Can you show me another magic trick?
Tom'un biyopsi sonuçlarına göre, tümör iyi huyludur.
- The results of Tom's biopsy show that the tumor is benign.
Tom'un güç antrenmanı sonuçları göstermeye başladı.
- Tom's strength training began to show results.
Bu televizyon şovu şimdi tutuluyor.
- This TV show is catching on now.
Ugly Betty dünyadaki en popüler televizyon şovlarından biri.
- Ugly Betty is one of the most popular television shows in the world.
Bunun yeteneklerini göstermek için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüyor musunuz?
- Don't you think this is a good opportunity to show off your talents?
Dün gece bir meteor yağmuru görmek için iyi bir fırsat sağladı.
- Last night provided a good opportunity to see a meteor shower.
Bu gösterişli elbise benim için uygun değil.
- This showy dress isn't appropriate for me.
Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
Bir araştırma birçok iş adamının öğle yemeğini atladığını göstermektedir.
- A survey shows that many businessmen skip lunch.
Tom bugün işe gelmedi.
- Tom didn't show up for work today.
Sami bu çocuk TV programını sever.
- Sami loves this children's TV show.
Hangi TV programı en çok seversiniz?
- Which TV show do you like the most?
Duşta şarkı söylemek onun yapacağı en sevdiği şeylerden biridir.
- Singing in the shower is one of his favorite things to do.
Sadece onu sevdiğini söylemek yerine onu ne kadar çok sevdiğini gösterecek bir şey yap.
- Instead of just saying you love her, do something to show how much you love her.
Teşhir vitrine bakmaktan vazgeçti.
- She stopped looking at the show window.
O, teşhir vitrinine göz attı.
- She looked in at the show window.
O, yeni oyununun el yazmasını bana gösterdi.
- He showed me the manuscript of his new play.
Arkadaşlarımdan biri yurt dışında aldığı bütün oyuncak bebekleri bana gösterdi.
- A friend of mine showed me all the dolls he had bought abroad.
Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
- It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
Şimdi, bu yardımcı önermenin nasıl ana önermemizi kanıtlamak için kullanılabileceğini gösteriyoruz.
- Now, we show how this lemma can be used to prove our main theorem.
O öğrendikleriyle ilgili asla bir gösteri yapmaz.
- He never makes a show of his learning.
Mary tam yatmadan önce banyo yapmayı tercih ederken Tom sabahleyin duş almayı tercih eder.
- Tom prefers to take a shower in the morning while Mary prefers to take a bath just before going to bed.
Sizin için yeni olan birçok şeyi göstermeme izin verin.
- Let me show you many things which will be novel to you.
Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
Gösteri bir başarıydı.
- The show was a success.
O ders sırasında akıllılığını göstermek istedi ama o başarısız oldu.
- She wanted to show off her cleverness during class, but she failed.
He made a poor showing at his first time at bat.
We went to the midnight showing of the new horror movie.
A collection of peafowl (an invented term rather than one used by zoologists).
It was Apple's usual dog and pony show.
Let's catch a show.
television show.
dog show.
show of force.
The dog sounds ferocious but it's all show.
He played AA ball for years, but never made it to the show.
Your bald patch is starting to show.
... traffic, even when it's "secure", with a little lock showing in their browser. This gives ...
... So soon we're going to be showing these great engagement ...