Birdenbire, tiz bir çığlık duydum.
- All at once, I heard a shrill cry.
Onlar hepsi birden gülmeye başladılar.
- All at once they began to laugh.
Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.
Mary'nin açıklamaları beni büyüledi ve birdenbire beni üzdü.
- Mary's explanations enchanted me and desolated me all at once.
Birdenbire, tiz bir çığlık duydum.
- All at once, I heard a shrill cry.
Aniden bir patlama oldu.
- All at once there was an explosion.
Aniden bir feryat duydum.
- All at once, I heard a cry.
When all at once I saw a crowd, A host, of golden daffodils - William Wordsworth, Daffodils.