Tom'un ayak bileklerinde prangalar vardı.
- There were shackles around Tom's ankles.
Bu gömleği yine ütülemek zorunda kaldım! Son kez!
- I had to iron his shirts again! It's the last time!
Gömleğimi ütülemek zorundayım.
- I have to iron my shirt.
Altın demirden daha ağırdır.
- Gold's heavier than iron.
Demir yararlı bir metaldir.
- Iron is a useful metal.
Tom elbiselerini ütüledi.
- Tom ironed his clothes.
Bu kumaş iyi ütülenir.
- This cloth irons well.
Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.
- Sami shackled Layla with a chain.
Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.
- Let's shackle your feet with silver fetters.
Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.
- Let's shackle your feet with silver fetters.
Tom'un ayak bileklerinde prangalar vardı.
- There were shackles around Tom's ankles.
Köprü demirden yapılmış.
- This bridge is made of iron.
Bizim çit demirden yapılmıştır.
- Our fence is made of iron.
Tom'un Mary'nin cinayet gecesi için sıkı bir mazereti var.
- Tom has an ironclad alibi for the night of Mary's murder.
Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.
- Let's shackle your feet with silver fetters.
Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.
- Sami shackled Layla with a chain.
This law would effectively shackle its opposition.