This dictionary will be nowhere near complete in the foreseeable future.
Tom sensed that something was very wrong.
- Tom bir şeyin çok yanlış olduğunu sezmişti.
Sami sensed that something was very wrong.
- Sami bir şeyin çok yanlış olduğunu sezdi.
He knew intuitively that she was lying.
- O onun yalan söylediğini sezgisel olarak biliyordu.
There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
- Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.