From Sendai I extended my journey to Aomori.
- Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim.
Reading a book can be compared to making a journey.
- Bir kitap okumak bir seyahat ile kıyaslanabilir.
I want to travel with you.
- Seninle seyahat etmek istiyorum.
May I pay with a travelers' check?
- Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?
Tom is leaving on a trip on Friday.
- Tom cuma günü bir seyahata çıkıyor.
I am short of money for my trip.
- Seyahatim için yeterli param yok.
He went on a voyage to America.
- O, Amerika'ya seyahate gitti.
Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
- Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
I'm travelling alone.
- Yalnız seyahat ediyorum.
Poor health prohibited him from traveling.
- Sağlığının az olması onu seyahatten alıkoydu.
Traveling makes people knowledgeable.
- Seyahat, insanları bilgili yapar.