sevmeyen

listen to the pronunciation of sevmeyen
التركية - الإنجليزية
unloving
allergic
sev
{f} love

I love living with you. - Sizinle yaşamayı seviyorum.

I no longer love you. - Artık seni sevmiyorum.

insanları sevmeyen
misanthropic
sev
{f} loved

Art is loved by everybody. - Sanat herkes tarafından sevilir.

All our teachers were young and loved teaching. - Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.

sev
{f} loving

There is more pleasure in loving than in being loved. - Sevmekte sevilmekten daha fazla zevk vardır.

I can't imagine loving anybody as much as Tom seems to love Mary. - Tom'un Mary'yi seviyor göründüğü kadar çok birini sevmeyi düşünemiyorum.

ev işlerini sevmeyen
not domesticated
insanları sevmeyen kimse
misanthropist
insanları sevmeyen kimse
misanthrope
sev
relish
yabancıları sevmeyen
clannish
الكردية - التركية

تعريف sevmeyen في الكردية التركية القاموس.

sêv
elma
sevmeyen
المفضلات