I tell the truth and I want to make love.
- Gerçeği söylüyorum ve sevişmek istiyorum.
It is said that Caligula made love to his own sister.
- Caligula'nın kendi kız kardeşiyle seviştiği söyleniyor.
I'm sorry, I love you.
- Üzgünüm, seni seviyorum.
I love living with you.
- Sizinle yaşamayı seviyorum.
All our teachers were young and loved teaching.
- Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.
She is loved by everyone.
- O herkes tarafından sevilir.
There is more pleasure in loving than in being loved.
- Sevmekte sevilmekten daha fazla zevk vardır.
I can't imagine loving anybody as much as Tom seems to love Mary.
- Tom'un Mary'yi seviyor göründüğü kadar çok birini sevmeyi düşünemiyorum.