Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar.
- The value of the painting was estimated at several million dollars.
Afganistan ve İran her ikisi de milli marşlarını 20.yüzyıl boyunca birkaç kez değiştirmişti.
- Afghanistan and Iran both changed their national anthems several times in the course of the 20th century.
Kelimenin değişik anlamları vardır.
- The word has several meanings.
Şehir hayatının farklı avantajları var.
- There are several advantages to city life.
Kanser farklı organlara yayıldı.
- The cancer had spread to several organs.
Bir takım hataların birleşimi kazaya neden oldu.
- A combination of several mistakes led to the accident.
Son fırtınada bir takım evler hasar gördü.
- Several houses were damaged in the last storm.
Dün birkaç çocuk okuldan erken ayrılmak zorunda kaldı.
- Several boys had to leave school early yesterday.
Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
- Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
Birçok öğrenci sınıfı temizlemeden eve gitti.
- Several students have gone home without cleaning the classroom.
Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
- In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
Çok uluslu ticaret şirketleri çok sayıda ürünün fiyatını düşürdü.
- The multinational corporation lowered the price of several products.
Mary şiiri için çok sayıda ödül aldı.
- Mary has received several prizes for her poetry.
Üç yıl önce buraya ayrı ayrı taşındık.
- We moved here separately three years ago.
Onların her biri ayrı ayrı ödedi.
- They each paid separately.
Piller ayrı olarak satılır.
- Batteries are sold separately.
Bunu ayrı olarak sarar mısınız, lütfen?
- Could you wrap this separately, please?
Dostluğumuzu kestikten sonra onun numarasını ayırdım.
- I removed her number after severing our friendship.
Tom birkaç dili akıcı olarak konuşur fakat onun işi gereği, o sadece kendi ana diline çeviri yapar.
- Tom speaks several languages fluently, but for his job, he only translates into his native language.
John sormadan birkaç adet pastayı kendisi aldı.
- John helped himself to several pieces of pie without asking.
Bando çeşitli marşlar çaldı.
- The band played several marches.
Hayatımda çeşitli hatalar yaptım.
- I've made several mistakes in my life.
Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir.
- In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.
Tom yıllarca tek başına yaşadı.
- Tom lived alone for several years.
Jim Anne'e birkaç kez çıkma teklif etti.
- Jim has asked Anne out several times.
Several people were present when the event took place.
I am fond of reading.
- Ben okumayı çok severim.
He is fond of fishing.
- O balık tutmayı sever.
I have been a lover of sports since I was young.
- Gençliğimden beri bir spor sever oldum.
I used to be a cat lover.
- Ben bir kedi severdim.