Sıcaklık birkaç derece düştü.
- The temperature fell several degrees.
Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to write it.
Kelimenin değişik anlamları vardır.
- The word has several meanings.
Kanser farklı organlara yayıldı.
- The cancer had spread to several organs.
Tom farklı olasılıkları düşünüyor.
- Tom is considering several possibilities.
Bir takım hataların birleşimi kazaya neden oldu.
- A combination of several mistakes led to the accident.
Son fırtınada bir takım evler hasar gördü.
- Several houses were damaged in the last storm.
Dün birkaç çocuk okuldan erken ayrılmak zorunda kaldı.
- Several boys had to leave school early yesterday.
Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
- Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.
- Several politicians exerted strong pressure on the committee.
Birçok öğrenci sınıfı temizlemeden eve gitti.
- Several students have gone home without cleaning the classroom.
Gökyüzünde görülen çok sayıda yıldızlar vardı.
- There were several stars to be seen in the sky.
Çok uluslu ticaret şirketleri çok sayıda ürünün fiyatını düşürdü.
- The multinational corporation lowered the price of several products.
Üç yıl önce buraya ayrı ayrı taşındık.
- We moved here separately three years ago.
Onların her biri ayrı ayrı ödedi.
- They each paid separately.
Koltuk minderi ayrı olarak satılır.
- Seat cushions are sold separately.
Bunu ayrı olarak sarar mısınız, lütfen?
- Could you wrap this separately, please?
Dostluğumuzu kestikten sonra onun numarasını ayırdım.
- I removed her number after severing our friendship.
Tom birkaç dili akıcı olarak konuşur fakat onun işi gereği, o sadece kendi ana diline çeviri yapar.
- Tom speaks several languages fluently, but for his job, he only translates into his native language.
Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
- Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
Bando çeşitli marşlar çaldı.
- The band played several marches.
Hayatımda çeşitli hatalar yaptım.
- I've made several mistakes in my life.
Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir.
- In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.
O, bu öğüdü toplantı boyunca birkaç defa daha tekrarladı.
- He reiterated this advice several more times during the meeting.
Kelimeyi onun için birkaç kez tekrar ettim.
- I repeated the word several times for her.
Several people were present when the event took place.
In general, little girls are fond of dolls.
- Genel olarak küçük kızlar bebekleri çok severler.
He is fond of fishing.
- O balık tutmayı sever.
I have been a lover of sports since I was young.
- Gençliğimden beri bir spor sever oldum.
I used to be a cat lover.
- Ben bir kedi severdim.