Yerleşmek için bir puanımız var.
- We have a score to settle.
O, Arkhangelsk'te onunla yerleşmek istiyordu.
- She wanted to settle down with him in Arkhangelsk.
Ülkeler barışçıl amaçlarla anlaşmazlıkları çözmekle ilgileniyorlardı.
- The countries concerned settled the dispute by peaceful means.
Bu anlaşmazlığı çözmek için en iyi yolun ne olduğunu düşünüyorsunuz?
- What do you think is the best way to settle this conflict?
Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu.
- A freezing beggar was brought into the hospital for treatment. However, he didn't have even one cent with which to settle the bill.
Tom yerleşmeyi reddetti.
- Tom refused to settle down.
Yerleşimciler, yapılan anlaşmalara her zaman saygı göstermediler.
- The settlers did not always honor the treaties.
Sami yuva kurmak istiyordu.
- Sami wanted to settle down.
O, Arkhangelsk'te onunla yerleşmek istiyordu.
- She wanted to settle down with him in Arkhangelsk.
Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.
- Tom is ready to settle down and start a family.
Tom yerleşmeyi reddetti.
- Tom refused to settle down.
Hepimiz buraya yerleşelim.
- Let's all settle down here.
Haşhaş tohumlu çörekler onun gözdesidir, ama onun yaban mersinine razı olmak zorunda olduğu günler vardır.
- Poppy seed muffins are her favorites, but there are days when she must settle for blueberry.
Bir Audi'ye paran rahat yeterken, bir Kia'ya neden razı olasın?
- Why settle for a Kia when you can clearly afford an Audi?
Bu sıkıcı hayata razı olamam.
- I can't settle for this boring life.
Yeni Zelandaya yerleşmeyi planlıyorlar.
- They are planning to settle in New Zealand.
Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.
- They decided to settle in a suburb of London.
settle (or pay) a (or the) score.
Tom sorunun değişmez olduğunu düşündü.
- Tom considered the problem settled.
And from the bottom upon the ground, even to the lower settle, shall be two cubits, and the breadth one cubit. --Ezek. xliii.
He couldn't afford the expensive headphones, so he decided to settle for the lower quality set.
I had just sat down in my favorite easy chair and settled in when the phone rang.
He looked at all the colors for a long time before finally settling on a sage green.
Sez Pezziden' Bush, sezee, 'I'm gwine ter settle yo' hash, ole Rabbit....'.
... and terrifying. Users will be strongly incentivized to settle quickly, rather than face the dreadful ...
... to settle for 47 million people on food stamps. We don't have to settle for 50 percent of ...