Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.
- We have to pick a place to set up the tent.
Bir toplantı düzenledim.
- I've set up a meeting.
Bir toplantı düzenleyeceğiz.
- We'll set up a meeting.
Tom bir buluşma düzenlemek istiyor.
- Tom wants to set up a meeting.
Beş veya altı Nisan'da bizimle bir toplantı düzenlemek mümkün müdür?
- Would it be possible to set up a meeting with us on April fifth or sixth?
Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
- A committee has been set up to investigate the problem.
Liderin çadırı nereye kuracağını bilmesi gerekir.
- The leader should know where to set up the tent.
Tom yeni bir iş kurmasına yardım etmem için Boston'a gelmemi istiyor.
- Tom wants me to come to Boston to help him set up a new business.
Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.
- The University Administration decided to set up a branch campus in New York.
Sami, Leyla'yı öldürmek için bir plan kurdu.
- Sami set up a plan to kill Layla.
Fadıl ve Leyla bir soygun planladılar.
- Fadil and Layla set up a robbery.
M. Robespierre looked at me sideways and smiled and said to Madame, ‘You're a young lady after my own heart.’ This set her up for the day.
Now that I'm set up, this will take moments!.
We set up the sprinkler.
Set up my CD collection.
Give the cement 24 hours to set up before walking on it.
The election was set up!.
Even a minor change can set up new bugs.
I've got to set up that tasty rabbit.
... I'm pretty sure I did set up to so many different people about 20 different ...