Acil tıbbi mücadeleye ihtiyacın var.
- You need immediate medical attention.
İnsanlar Küba'nın acil işgali için çağrıda bulundu.
- People called for an immediate invasion of Cuba.
Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.
- I can't reply your message immediately, for I can't type fast.
Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.
- We ate a hasty meal and left immediately.
Tom Mary'nin en yakın amiridir.
- Tom is Mary's immediate supervisor.
Bu adam benim en yakın amirimdir.
- This man is my immediate superior.
Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.
- My immediate boss is tough to please.
Acil kalkış için hazırlanın.
- Prepare for immediate departure.
Eve vardıktan sonra derhal bir yemek hazırlamaya girişti.
- Upon arriving home, he immediately set about preparing a meal.
Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.
- We ate a hasty meal and left immediately.
Bu adam benim en yakın amirimdir.
- This man is my immediate superior.
Yakın geleceğim için planlarım yok.
- I don't have plans for my immediate future.
Derhal bir ambulans geldi.
- An ambulance arrived immediately.
Delegeler derhal oylarını kullandılar.
- The delegates voted immediately.