I told the children to be quiet, but they just kept on being noisy.
- Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, fakat onlar gürültülü olmaya devam ettiler.
Be quiet, or the baby will wake up.
- Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.
He didn't have the right to be silent.
- Onun sessiz olma hakkı yoktu.
Be silent in the library, boys.
- Gençler, kütüphanede sessiz olun.