تعريف separated into lanes, that move in opposite directions, by a median في الإنجليزية التركية القاموس.
- divided
- {s} bölünmüş
İngiliz Parlamentosu, Avam Kamarası ve Lordlar Kamarasına bölünmüştür.
-The British Parliament is divided into the House of Commons and the House of Lords.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
-The playground is divided into three areas by white lines.
- divided
- {s} ayrılmış
Kent, on idari bölgeye ayrılmıştır.
-The city is divided into ten administrative districts.
Bu kitap dört bölüme ayrılmıştır.
-This book is divided into four parts.
- divided
- bölünmek
- divided
- {f} böl
Anne pastayı sekiz parçaya böldü.
-Mother divided the cake into eight pieces.
Annem pastayı üç parçaya böldü.
-Mother divided the cake into three parts.
- divided
- {s} ayrı
Bu kitap dört bölüme ayrılmıştır.
-This book is divided into four parts.
Sınıf dört gruba ayrıldı.
-The class was divided into four groups.
- divided
- {s} farklı
Filler üç farklı türe ayrılır.
-Elephants are divided into three different species.
Afrika filleri savana ve orman filleri olmak üzere iki farklı türe ayrılır.
-African elephants are divided into two different species: savannah and forest elephants.
المصطلحات ذات الصلة
تعريف separated into lanes, that move in opposite directions, by a median في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- divided