Tabaklar yanlış masaya gönderilmiş.
- The dishes got sent to the wrong table.
Şifren gönderilmiş. Epostanı kontrol et.
- Your password has just been sent. Check your email.
Bana her ay gönderilen onun mektubunu okumak çok eğlenceli.
- It is a lot of fun to read his letter sent to me every month.
Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
Dosya bakanlığa gönderildi.
- The record was sent to the ministry.
O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
- He was sent to jail for murder.
Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
- If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
- He was sent to jail for murder.
Onlar onları tutuklamak için gönderilen askerlere saldırdılar.
- They attacked soldiers who were sent to arrest them.
Bana her ay gönderilen onun mektubunu okumak çok eğlenceli.
- It is a lot of fun to read his letter sent to me every month.
Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
- If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.
- Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia.
Babam aile doktorunu çağırttı.
- My father sent for the family doctor.
Ben doktoru çağırttım.
- I've sent for the doctor.
Prenses, ejderhanın beslenmesi için göle gönderildi.
- The princess was sent out to the lake to be fed to the dragon.
Ödemeyi birkaç gün önce gönderdim.
- I sent out the payment a couple of days ago.
He was sent off for striking the other player.
Julie, the staff, carrying on like that. … Not speaking to you. They've sent you to Coventry.
I wonder whether I can add a sentence simply by pressing the Enter key.
- I wonder if I can add a sentence simply by pressing the 'enter' key.
I've sent Tom and Mary presents.
- I've sent presents to Tom and Mary.
It will cost you 45 cents.
- Sana 45 sente mal olur.
You gave me only fifty cents.
- Sen bana sadece elli sent verdin.
The mechanic fixed my car without charging me a dime.
- Tamirci bana on sent ödetmeden arabamı tamir etti.
His ideas never earned him a dime.
- Onun fikirleri asla ona on sent kazandırmadı.