O araba benim özgüvenimi artırmaz.
- That car doesn't boost my self-confidence.
Hatam, özgüvenimi zayıflatmadı.
- My failure did not weaken my self-confidence.
Öz güven eksikliğimiz yok.
- We don't lack self-confidence.
Tom'un öz güveni, patronu iş arkadaşlarının yanında kendisini haşlayınca kırıldı.
- Tom's self-confidence was shattered after his boss dressed him down in front of his workmates.
Kendine güven başarının anahtarıdır.
- Self confidence is the key to success.