Görünüşte şaşırmış gibi duruyordu.
- She stood astonished at the sight.
Paranın görünüşü onu çalmaya teşvik etti.
- The sight of the money tempted him into stealing.
Ben normal görüşe sahibim.
- I have normal eyesight.
Benim kötü görüşüm var.
- I have poor eyesight.
Adam ilk görüşte âşık oldu.
- The man fell in love at first sight.
İlk görüşte ona âşık oldu.
- He fell in love with her at first sight.
O, o kazada görme duyusunu kaybetti.
- He lost his eyesight in that accident.
O kötü görme duyusuna sahip.
- He has poor eyesight.
O görme yeteneğini kaybetti.
- He lost his eyesight.
Benim iyi görme yeteneğim var.
- I have good eyesight.