He never returned from that expedition.
- O seferden asla geri dönmedi.
He was the leader of the great expedition.
- Büyük seferin lideriydi.
The Titanic sank on her maiden voyage. She was a large ship.
- Titanik ilk seferinde battı. O büyük bir gemiydi.
The harbor is closed to navigation.
- Liman seferlere kapalıdır.
There's always a next time.
- Her zaman bir sonraki sefer vardır.
Next time you come to see me, I will show you the book.
- Bir dahaki sefere beni görmeye geldiğinde, sana kitabı göstereceğim
They were pioneers of space flight.
- Uzay seferlerinin öncüleriydiler.
It looks like your luggage is on the next flight.
- Bagajınız bir sonraki seferde gibi görünüyor.
This time, Layla's luck has run out.
- Bu sefer Leyla'nın şansı tükendi.
They run a ferry service across the river.
- Nehirde karşıdan karşıya feribot seferleri yaparlar.