Ya biri bizi görürse.
- What if someone sees us?
Tom bunu farklı bir şekilde görür.
- Tom sees this in a different way.
Filmi görmek istiyorum.
- I want to see the movie.
O dün bizi görmek için geldi.
- She came to see us yesterday.
Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur.
- The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.
Bu filmi seyretmek zorundasın.
- You have to see this movie.
Bu akşam televizyonda beyzbol seyretmek istiyorum.
- I want to see baseball on television this evening.
Lütfen ayrıntılar için aşağıya bakınız.
- Please see below for details.
Daha fazla bilgi için www.example.com'a bakınız.
- See www.example.com for more information.
Onu uğurlamak için havaalanına gitti.
- He went to the airport to see her off.
O, onu uğurlamak için istasyona gitti.
- He has been to the station to see her off.
Bakın, benim sahip olduklarım sadece bu iki kale, yüz hektar arazi, altı araba, dört yüz baş sığır ve yirmi koşu atı...
- You see, I've got only these two castles, one hundred hectares of land, six cars, four hundreds heads of cattle and twenty racer horses...
Sayfa beşteki dipnota bakın.
- See the footnote on page 5.
İşten sonra beni görmeyi kabul ettiğin için teşekkür ederim.
- Thank you for agreeing to see me after work.
İşten sonra görüşürüz.
- I'll see you after work.
O, öğretmenini yolcu etmek için istasyona gitti mi?
- Did she go to the station to see her teacher off?
Bazıları arkadaşlarını karşılamak için geldiler ve diğerleri onlarınkini yolcu etmek için.
- Some have come to meet their friends and others to see theirs off.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
- Mary decided never to see him any more.
Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.
- I like to take things apart to see what makes them tick.
Kazanın ne kadar ciddi olduğunu anlamak için sadece bu makaleyi okumalısın.
- You have only to read this article to see how serious the accident was.
Dişçiyle görüşmek zorundayım.
- I've got to see a dentist.
Annenle görüşmek istiyorum.
- I want to see your mother.
The pastor told his parishoners, Until the day comes where I am no longer able to preach, I'll call 'em as I see 'em when it comes to our fallen morality..
I'll see your twenty dollars and raise you ten.
Yes, now I've seen it all!.
I've been seeing her for two months.
Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
I don't like seeing animals get eaten alive.
- I do not like seeing animals get eaten alive.
Tom said that he sees a lot of dead animals on the road.
- Tom said he sees a lot of dead animals on the road.
... Because what happens is if the amygdala sees that there's a ...
... that he wants to make in education, because he sees it as a priority. But the President ...