Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.
- All of us want to live as long as possible.
Gelecek ayın sonunda on yıldır burada yaşamakta olacak.
- He will have lived here for ten years by the end of next month.
Bizi izlemeye devam edin. Canlı yayınımız kısa süre içinde geri dönecek.
- Stay tuned. Our live stream will return shortly.
Sarhoş bir TV sunucusu, canlı yayın esnasında istifra etti.
- A drunk TV presenter vomited during a live broadcast.
Dan radyoda canlı çaldı.
- Dan played live on the radio.
Kedi canlı bir fare ile oynuyordu.
- The cat was playing with a live mouse.
Kazada çok sayıda canlı kayboldu.
- Many lives were lost in the accident.
The station presented a live news program every evening.