Gökyüzü,deniz ile karışmış gibi göründü.
- The sky seemed to blend with the sea.
Onlar Reagan'ın sakin ve düşünceli göründüğünü söyledi.
- They said Reagan seemed calm and thoughtful.
Çaresiz görünmek istemiyorsun.
- You don't want to seem desperate.
Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.
- Dan didn't want to seem shy.
O gençken çok popüler bir aktörmüş gibi görünmektedir.
- He seems to have been a very popular actor when he was young.
İnsanlar her zaman başka insanların sorunları ile ilgili konuşmaktan zevk alıyor gibi görünmektedirler.
- People always seem to enjoy talking about other people's problems.
Bizimle gelmek istemiyor gibi görünmüyorsun.
- You don't seem to want to come with us.
Tom bizimle gelmek istiyor gibi görünmüyor.
- Tom doesn't seem to want to come with us.
Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
- Your plan seems better than mine.
Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.
- It seems to me that you are wrong.
Galiba gelişi güzel okumuş.
- He seemed to read at random.
Galiba karıştırıyoruz.
- We seem to be confused.
En iyisi olarak görünen bu kravatı alacağım.
- I will take this tie, as it seems to be the best.
... because I had the chance to pull together a cabinet and all the applicants seemed to ...
... You express this confidence, it seemed to me, that ...