الإنجليزية - التركية
تعريف see: post office protocol and point of presence في الإنجليزية التركية القاموس.
- pop
- {f} patlatmak
Tom kâsedeki tüm patlamış mısırı yedikten sonra biraz daha patlatmak için mutfağa geri gitti.
-After Tom had eaten all the popcorn in the bowl, he went back into the kitchen to pop some more.
- pop
- bumlamak
- post office protocol
- posta iletişim kuralı
- post office protocol
- (Askeri,Bilgisayar) posta ofisi protokolü
- pop
- yerinden fırlamak
- pop
- pat
Tom Mary'ye tereyağlı patlamış mısır kasesini uzattı.
-Tom handed the bowl of buttered popcorn to Mary.
Hiç çikolata kaplı patlamış mısır yedin mi?
-Have you ever eaten chocolate-covered popcorn?
- pop
- pop
- pop
- patlamak
- pop
- patlama sesi
- pop
- (Aİ) baba
- pop
- fırlamak
- pop
- dili evlenme teklif etmek
- pop
- yaşlı adam
- pop
- ölüvermek
- pop
- Bilgi İşleme
- pop
- çek,v.patla: n.bum
- pop
- güm
- pop
- {s} pop: pop concert pop konseri. pop music pop müzik. pop singer pop şarkıcısı
- pop
- Bir Bilgisayar ağına erişim için bağlantı kurulacak en yakın nokta ya da telefon numarası
- pop
- {f} çıtçıtla iliklemek
- pop
- küt
On binlerce insan soğuk ve yağmura rağmen Paskalya kutlamasında Papa Francis ile Dindar Kütleye katılmak için pazar sabahı Aziz Petrus Meydanında toplandı.
-Tens of thousands of people gathered in Saint Peter's Square on Sunday morning, despite the cold and the rain, to take part in Solemn Mass with Pope Francis in celebration of Easter.
- pop
- {i} gazoz
- post office protocol
- (POP) Posta İletişim Kuralı
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف see: post office protocol and point of presence في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- pop
- Post Office Protocol
- POP, protocol for receiving electronic mail from a central POP server (Computers)
- Post Office Protocol
- pop3
- Post Office Protocol
- pop
المصطلحات ذات الصلة
see: post office protocol and point of presence
الواصلة
see: post of·fice pro·to·col and point of pres·enceالنطق
Resimler
المفضلات